Herkese selamlar ben Z. Serinin dördüncü kazak/tuniği ile karşınızdayım.
F- Bitmiyor postlar bitmiyooooor.
Z- Az kaldı :)
F- Resmen bombardıman. İnsanlar beni unutacak seriin sayesinde.
Z- Ay ne mümkün! Fırsat vermiyorsun ki. Her postumun içindesin maşallah!
F- Yüzüm unutulmasın diye şekerim.
Z- Laf sokma derdim yok diyorsun yani :)
F- Aşkolsun hiç olur mu? Ben öyle şeyler yapar mıyım hiç?
Z- Hiiiiç...
Neyse F'yi hezeyanlarıyla başbaşa bırakıyorum. Çatır çatır çatlamaya devam ededursun, ben size kazağımı anlatayım; Bundan önceki postlarda bahsettiğim şekilde diktim bu kazak/tuniği. Kol manşetlerinde imitasyon deri kullandım;
Ve bu şekilde göründü;
Kış serimin dördüncü parçası bitti. Son bir krem rengi fikrim kaldı. Eğer istediğim gibi bir kumaş bulabilirsem onu da Vol.5 olarak paylaşacağım. Herkese kucak dolusu sevgiler...
Sayfalar
▼
20 Ekim 2012 Cumartesi
17 Ekim 2012 Çarşamba
Z'den Kazak/Tunik Serisi Vol.3
Herkese selam ben Z.
F- Hay şu seri olayı bitsede gitsek :)
Z- hahhaha 2 tane daha var :) Hem sen uğraşmasana benle. Rol çalıp durma.
F- Hahaaay iyi piki sustum. Kendi serimi oluşturcam ben :)
Z- Seri derken? Aynı kumaş ve modelin farklı rengi demek istedin sanırım :))
Serinin üçüncü tuniğiyle karşınızdayım. Bu kumaşı çok beğenerek aldım.
F- Bişi söyleyip gidicem; arkadaşım bunu iki metre aldı. Ama az göründü gözüne. Dört metre daha aldı. O derece sevdi yani :)
Z- Tüüüü. O iki metreyi sen alıcam demedin mi?
F- Öhöööm neyse ben kaçar, sahi bunu nasıl yaptın bebim?
:) Yine kalıp kazağımı kullandım. Bu ve bu postlarda bahsettiğim gibi kumaşımı önce ikiye sonra tekrar ikiye katlayıp üzerine kalıp kazağı yerleştirdim;
Önceki postlardaki gibi overlok çekip dikişleri kapattım. Etek ucunu lastik iple diktim. Kol manşetlerini yine çift kat çalıştım;
Ve karşınızda serinin üçüncü kazağı...
Önce tütü ile;
Ve pantolon kombiniyle;
Umarım beğenmişsinizdir. Herkese kocaman öpücükler...
F- Hay şu seri olayı bitsede gitsek :)
Z- hahhaha 2 tane daha var :) Hem sen uğraşmasana benle. Rol çalıp durma.
F- Hahaaay iyi piki sustum. Kendi serimi oluşturcam ben :)
Z- Seri derken? Aynı kumaş ve modelin farklı rengi demek istedin sanırım :))
Serinin üçüncü tuniğiyle karşınızdayım. Bu kumaşı çok beğenerek aldım.
F- Bişi söyleyip gidicem; arkadaşım bunu iki metre aldı. Ama az göründü gözüne. Dört metre daha aldı. O derece sevdi yani :)
Z- Tüüüü. O iki metreyi sen alıcam demedin mi?
F- Öhöööm neyse ben kaçar, sahi bunu nasıl yaptın bebim?
:) Yine kalıp kazağımı kullandım. Bu ve bu postlarda bahsettiğim gibi kumaşımı önce ikiye sonra tekrar ikiye katlayıp üzerine kalıp kazağı yerleştirdim;
Önceki postlardaki gibi overlok çekip dikişleri kapattım. Etek ucunu lastik iple diktim. Kol manşetlerini yine çift kat çalıştım;
Ve karşınızda serinin üçüncü kazağı...
Önce tütü ile;
Ve pantolon kombiniyle;
Umarım beğenmişsinizdir. Herkese kocaman öpücükler...
14 Ekim 2012 Pazar
Z'den Kazak/Tunik Serisi Vol.2
Herkese selam ben Z :)
Kıskananlar çatlasın mesela F
F- Hahahhaha iki tane kazak dikmiş, seri oluşturdum diye havasından geçilmiyor. Sanırsın Prada kış koleksiyonunu hazırlamış.
Z- Yarın öbürgün kumaşçıda trikolara bakarken yakalamayım seni. Tıpış tıpış yanıma gelirsin nasıl diktiğimi sormaya!
F- Garanti veremem canım :)
Z- Heh böyle yola gel işte :)
F- Anlat hadi anlat nasıl diktin?
Önce kumaşı ikiye, sonra yine ikiye katladım.
Kalıp kazağımı kullandım yine. Bu kazağı kalıp olarak kullanmamın tek nedeni; yaka açıklığını ve genişliğini sevmem. İsterseniz beğendiğiniz herhangibir t-shirtünüzü de kalıp olarak kullanabilirsiniz. Tamamen tercih meselesi.
Kumaşım yeterli gelmediği için, kolu bütün dikemedim. Manşet kısmına çift kattan ek parça diktim. Kalınlığı tercihinize kalmış. Herzamanki gibi parçalara overlok çektim.
Son olarak etek ucunu önü kısa arkası uzun yaptım. Yanlardan da küçük yırtmaçlar bıraktım.
Ve karşınızda lacivert tuniğim;
Umarım beğenmişsinizdir. Herkese kucak dolusu sevgiler...
Kıskananlar çatlasın mesela F
F- Hahahhaha iki tane kazak dikmiş, seri oluşturdum diye havasından geçilmiyor. Sanırsın Prada kış koleksiyonunu hazırlamış.
Z- Yarın öbürgün kumaşçıda trikolara bakarken yakalamayım seni. Tıpış tıpış yanıma gelirsin nasıl diktiğimi sormaya!
F- Garanti veremem canım :)
Z- Heh böyle yola gel işte :)
F- Anlat hadi anlat nasıl diktin?
Önce kumaşı ikiye, sonra yine ikiye katladım.
Kalıp kazağımı kullandım yine. Bu kazağı kalıp olarak kullanmamın tek nedeni; yaka açıklığını ve genişliğini sevmem. İsterseniz beğendiğiniz herhangibir t-shirtünüzü de kalıp olarak kullanabilirsiniz. Tamamen tercih meselesi.
Kumaşım yeterli gelmediği için, kolu bütün dikemedim. Manşet kısmına çift kattan ek parça diktim. Kalınlığı tercihinize kalmış. Herzamanki gibi parçalara overlok çektim.
Son olarak etek ucunu önü kısa arkası uzun yaptım. Yanlardan da küçük yırtmaçlar bıraktım.
Ve karşınızda lacivert tuniğim;
Umarım beğenmişsinizdir. Herkese kucak dolusu sevgiler...
12 Ekim 2012 Cuma
Z'den Kazak/Tunik Serisi Vol.1
Herkese selam ben Z.
F- Oh çok şükür :)
Z- :)
Günlerdir F'nin iğneleyici laflarına maruz kalıyorum malumunuz. Nihayet serimi tamamladım ve yazı yazmaya başlayabildim. Bu kışa girerken kazaklar/tunikler gönlümü fazlasıyla fethetti. Ben de bir seri oluşturmaya karar verdim. Bu postta ve bundan sonraki dört post boyunca kullandığım aynı kalıbın farklı versiyonlarını göreceksiniz.
F- Aynı kalıp, farklı görünüm diye çook eleştirildim zamanında hıh.
Z- Farklı görünüm mü? Hepsi aynı oluyor seninkiler yahu. Sadece renk değişik. Ama benimkiler öyle olmayacak.
F- Görürüz bakalım.
Seri oluşturmamın asıl nedeni ise tayt/tunik ikilisini çok seviyor olmam. Bence kışın en rahat kıyafeti.
Serinin ilk kazağının dikim aşamalarına gelirsek;
Kalıp olarak kullanacağım kazağı, triko kumaşımın üzerine yerleştirdim. Kat yerine dikkat ediyoruz.
Bu arada simetrik olduğu için kumaşı tek kattan önce ikiye, daha sonra tekrar ikiye katladım. Çift kat yeri olan kısım kumaş katım oldu. Bir defada ön ve arka parçayı biçtim. Bir tek ön parçanın yakasını sonradan daha derin kestim.
Daha sonra iki parçaya da overlok çektim. (Penye, triko, örgü şeklindeki kumaşları dikmenin tek püf noktası overlok yapmak. Ayrıca bu tarz kumaşları jarse iğnesiyle dikmek daha iyi sonuç verdi)
Tüm dikişleri kapattım. Yakasına ve kollarına dantel geçtim. Etek ucu için, makinanın alt ipliğine lastik ip takıp diktim. Son olarak da süslemeler için dantelden küçük fiyonklar oluşturup, üzerine monte ettim.
Salaş kazağım karşınızda; Altına geçen sene diktiğim tütü eteğimi giydim.
Umarım beğenmişsinizdir. Herkese kocaman öpücükler...
F- Oh çok şükür :)
Z- :)
Günlerdir F'nin iğneleyici laflarına maruz kalıyorum malumunuz. Nihayet serimi tamamladım ve yazı yazmaya başlayabildim. Bu kışa girerken kazaklar/tunikler gönlümü fazlasıyla fethetti. Ben de bir seri oluşturmaya karar verdim. Bu postta ve bundan sonraki dört post boyunca kullandığım aynı kalıbın farklı versiyonlarını göreceksiniz.
F- Aynı kalıp, farklı görünüm diye çook eleştirildim zamanında hıh.
Z- Farklı görünüm mü? Hepsi aynı oluyor seninkiler yahu. Sadece renk değişik. Ama benimkiler öyle olmayacak.
F- Görürüz bakalım.
Seri oluşturmamın asıl nedeni ise tayt/tunik ikilisini çok seviyor olmam. Bence kışın en rahat kıyafeti.
Serinin ilk kazağının dikim aşamalarına gelirsek;
Kalıp olarak kullanacağım kazağı, triko kumaşımın üzerine yerleştirdim. Kat yerine dikkat ediyoruz.
Bu arada simetrik olduğu için kumaşı tek kattan önce ikiye, daha sonra tekrar ikiye katladım. Çift kat yeri olan kısım kumaş katım oldu. Bir defada ön ve arka parçayı biçtim. Bir tek ön parçanın yakasını sonradan daha derin kestim.
Daha sonra iki parçaya da overlok çektim. (Penye, triko, örgü şeklindeki kumaşları dikmenin tek püf noktası overlok yapmak. Ayrıca bu tarz kumaşları jarse iğnesiyle dikmek daha iyi sonuç verdi)
Tüm dikişleri kapattım. Yakasına ve kollarına dantel geçtim. Etek ucu için, makinanın alt ipliğine lastik ip takıp diktim. Son olarak da süslemeler için dantelden küçük fiyonklar oluşturup, üzerine monte ettim.
Salaş kazağım karşınızda; Altına geçen sene diktiğim tütü eteğimi giydim.
Umarım beğenmişsinizdir. Herkese kocaman öpücükler...
9 Ekim 2012 Salı
Süper bir proje vaar :) bir de güzel haberler...
Herkese selam,
Çok hoş bir proje var sevgili dikiş dersi'nden. Bu ayki Burda dergisinden seçilecek bir modeli, projeye katılan tüm dikiş bloggerları kendilerince yorumlayacaklar. Şu an itibarıyle model henüz belli değil. Herkes beğendiği modeli yazmış. Biz de çoğunluğun kararına uyacağız. Şu an itibarıyle 118A no'lu model açık ara önde :) Heyecanla bekliyoruz dikiş dersinin açıklamasını. Gelişmeleri blogda yayınlayacağız.
Bir başka güzel haber ise; MAC nihayet Bursa'da. Şu postumuzda bahsettiğimiz gibi 1 Ekim olan açılış tarihi 10 Ekim olarak ertelendi. Birkaç kez aradık pek sağlıklı bilgi edinemedik. Fakat bugün Zafer plaza MAC mağazasını aradık. Kesin tarih olarak 10 ekim dediler. Yani yarın MAC Bursa huzurlarınızda. Biz gidip bir güzel talan ettikten sonra izlenimlerimizi ve yeni cicilerimizi sizlerle paylaşacağız.
Tabii en yakın tarih cuma günü. Zira, başka müsait günümüz yok. Nedeni ise; Z'nin yeni başladığı kurs. Makyaj hobisini biliyorsunuz. Artık bir başka boyuta taşındı. Kendisi Sahne Makyajı kursuna başladı. Hakkımızda hayırlısı :) Başıma ne işler açar kimbilir. Bu arada benim de İleri Dikiş Teknikleri kursum başladı. Velhasıl ikimizde sadece haftanın iki günü görüşebileceğiz. Bu yüzden o iki gün dopdolu geçmek zorunda :)
Herkese kocaman öpücükler...
Çok hoş bir proje var sevgili dikiş dersi'nden. Bu ayki Burda dergisinden seçilecek bir modeli, projeye katılan tüm dikiş bloggerları kendilerince yorumlayacaklar. Şu an itibarıyle model henüz belli değil. Herkes beğendiği modeli yazmış. Biz de çoğunluğun kararına uyacağız. Şu an itibarıyle 118A no'lu model açık ara önde :) Heyecanla bekliyoruz dikiş dersinin açıklamasını. Gelişmeleri blogda yayınlayacağız.
Bir başka güzel haber ise; MAC nihayet Bursa'da. Şu postumuzda bahsettiğimiz gibi 1 Ekim olan açılış tarihi 10 Ekim olarak ertelendi. Birkaç kez aradık pek sağlıklı bilgi edinemedik. Fakat bugün Zafer plaza MAC mağazasını aradık. Kesin tarih olarak 10 ekim dediler. Yani yarın MAC Bursa huzurlarınızda. Biz gidip bir güzel talan ettikten sonra izlenimlerimizi ve yeni cicilerimizi sizlerle paylaşacağız.
Tabii en yakın tarih cuma günü. Zira, başka müsait günümüz yok. Nedeni ise; Z'nin yeni başladığı kurs. Makyaj hobisini biliyorsunuz. Artık bir başka boyuta taşındı. Kendisi Sahne Makyajı kursuna başladı. Hakkımızda hayırlısı :) Başıma ne işler açar kimbilir. Bu arada benim de İleri Dikiş Teknikleri kursum başladı. Velhasıl ikimizde sadece haftanın iki günü görüşebileceğiz. Bu yüzden o iki gün dopdolu geçmek zorunda :)
Herkese kocaman öpücükler...
8 Ekim 2012 Pazartesi
Kışa Hazırız. Şal Vol.1
Herkese selam ben F. Ay ne kadar alışıldık bir cümle kurdum böyle :)
Z- Son bir gün! Bir gün sonra blog hakimiyetin bitiyor.
F- Pistlere geri dönüyorum diyosun yani :) hahhah
Z- Gül sen gül!
Efendim bu arada Z hiç ortalarda yokmuş gibi algılanmasın. Biz hep birlikteyiz. Dikişleri beraber dikip, yazıları beraber hazırlıyoruz. Hepten kara kayıp değil kendisi, sadece ben daha hızlıyım :) Mesela bugün :) Arkadaşımız çok çalıştı kendini aştı fakat siz yine benim diktiğim şalı göreceksiniz :) Bu arada kolum mosmor oldu. Çimdikleyip duruyor. Resmen bir komplo, kriiiiz.
Bugün çook eski bir kumaşla çalıştım. Kaç yılına ait olduğunu bilmiyorum. Anneannemle Girit'ten gelmiş bir kumaş. Z ile nasıl değerlendirelim dedik. Zira çok küçük bir parçaydı. Ancak ikimize kadar yani iki tane, şal (biz şal dedik, ismini siz koyun) diktik. Buyrun nasıl yaptık;
Kumaşımız bu;
İki parçayı yüzü yüzünde iğneleyip,
Diktim. Çevirmek için açıklık bıraktım;
Kenarlarını incecik kestim. Döndürünce potluk olmasın diye;
Açıklık olan kısmı da iğneleyip, gizli dikişle diktim;
Tabii önce güzelce ütüledim;
Son olarak dört köşesine zımba yaptık. Püskül geçirmek için. Ancak elimizde püskül yoktu. İlk çarşı ziyaretimizde eklenecek. :) Zincir vs. gibi materyallerle de süslenebilir tabiiki...
Son olarak;
Saç ve makyajsız surat için özür diler, küçüklerimin gözlerinden, büyüklerimin ellerinden, yaşıt-
Z- Tabii sulandı beyin akşam saatinde
F- :) Kızım kolum morardı ya. Ne istiyosun anlamıyorum ki :)
Z- 1 ay boyunca ortalarda görünmeyeceksin!
F- Muahhh!
Öptük çok çok...
Z- Son bir gün! Bir gün sonra blog hakimiyetin bitiyor.
F- Pistlere geri dönüyorum diyosun yani :) hahhah
Z- Gül sen gül!
Efendim bu arada Z hiç ortalarda yokmuş gibi algılanmasın. Biz hep birlikteyiz. Dikişleri beraber dikip, yazıları beraber hazırlıyoruz. Hepten kara kayıp değil kendisi, sadece ben daha hızlıyım :) Mesela bugün :) Arkadaşımız çok çalıştı kendini aştı fakat siz yine benim diktiğim şalı göreceksiniz :) Bu arada kolum mosmor oldu. Çimdikleyip duruyor. Resmen bir komplo, kriiiiz.
Bugün çook eski bir kumaşla çalıştım. Kaç yılına ait olduğunu bilmiyorum. Anneannemle Girit'ten gelmiş bir kumaş. Z ile nasıl değerlendirelim dedik. Zira çok küçük bir parçaydı. Ancak ikimize kadar yani iki tane, şal (biz şal dedik, ismini siz koyun) diktik. Buyrun nasıl yaptık;
Kumaşımız bu;
İkiye böldük;
Çift taraflı yapacağımız için garnitür kumaş kullandık. Piyango benim pantolonluk kumaşıma çıktı. :( Yeniden kumaşçıya gidip aynı kumaştan almam gerekecek :(İki parçayı yüzü yüzünde iğneleyip,
Diktim. Çevirmek için açıklık bıraktım;
Kenarlarını incecik kestim. Döndürünce potluk olmasın diye;
Açıklık olan kısmı da iğneleyip, gizli dikişle diktim;
Tabii önce güzelce ütüledim;
Son olarak dört köşesine zımba yaptık. Püskül geçirmek için. Ancak elimizde püskül yoktu. İlk çarşı ziyaretimizde eklenecek. :) Zincir vs. gibi materyallerle de süslenebilir tabiiki...
Son olarak;
Saç ve makyajsız surat için özür diler, küçüklerimin gözlerinden, büyüklerimin ellerinden, yaşıt-
Z- Tabii sulandı beyin akşam saatinde
F- :) Kızım kolum morardı ya. Ne istiyosun anlamıyorum ki :)
Z- 1 ay boyunca ortalarda görünmeyeceksin!
F- Muahhh!
Öptük çok çok...
1 Ekim 2012 Pazartesi
G'nin Kolej Tuniği :)
Herkese selam ben F.
Sevgili ablam G. için yaz başında tuniklik bir kumaş alıp biçmiştim. Fakat bitirmek bir türlü kısmet olmamıştı. Son günlerde yarım kalan işlerimi toparlamaya çalışıyorum. Kurslar vs. yüzünden yoğun günler beni bekliyor. Bu sebeple önce ablamın tuniğini bitirdim. Ben çok beğendim. Umarım o da beğenir.
Böyle görünüyor işte :)
Bu arada benim akıllı ablam üniversite öğrencisi oldu. Çok sevdiği Tarih bölümünde okuyacak. Bu yıl yeğenlerimiz, üniversite sınavında hezimete uğradı. Ama ablam şubat ayından itibaren çalışmaya başladı ve sonuç ortada :) Ailenin akıl küpü gerçekten. 35lik çıtırım benim :)
Tuniği kargoya vermeden önce ona bir de kanguru dikmeyi düşünüyorum. Benim üniversite zamanımda vardı. Öğrenciyken malzemelerim hiçbiryere sığamazdı. Sonra ben de arkadaşlarımdan "kanguru" görüp almıştım da, rahata ermiştim. Şimdi ben de ablam için yapacağım bir tane. Ama nasıl yapacağıma dair hiçbir fikrim yok. Kumaşçı ziyaretimizde uygun kumaşı bulurum diye düşünüyorum.
Şimdilik hoşçakalın. Öpüyorum çok çok
Sevgili ablam G. için yaz başında tuniklik bir kumaş alıp biçmiştim. Fakat bitirmek bir türlü kısmet olmamıştı. Son günlerde yarım kalan işlerimi toparlamaya çalışıyorum. Kurslar vs. yüzünden yoğun günler beni bekliyor. Bu sebeple önce ablamın tuniğini bitirdim. Ben çok beğendim. Umarım o da beğenir.
Böyle görünüyor işte :)
Bu arada benim akıllı ablam üniversite öğrencisi oldu. Çok sevdiği Tarih bölümünde okuyacak. Bu yıl yeğenlerimiz, üniversite sınavında hezimete uğradı. Ama ablam şubat ayından itibaren çalışmaya başladı ve sonuç ortada :) Ailenin akıl küpü gerçekten. 35lik çıtırım benim :)
Tuniği kargoya vermeden önce ona bir de kanguru dikmeyi düşünüyorum. Benim üniversite zamanımda vardı. Öğrenciyken malzemelerim hiçbiryere sığamazdı. Sonra ben de arkadaşlarımdan "kanguru" görüp almıştım da, rahata ermiştim. Şimdi ben de ablam için yapacağım bir tane. Ama nasıl yapacağıma dair hiçbir fikrim yok. Kumaşçı ziyaretimizde uygun kumaşı bulurum diye düşünüyorum.
Şimdilik hoşçakalın. Öpüyorum çok çok
28 Eylül 2012 Cuma
La Luna Look
Herkese kocaman sevgiler dileyerek başlayalım,
Geçtiğimiz günlerde La Luna Diyesim Var adlı bir post yazmıştım. Diktiğim bir t-shirtün yapım aşamalarını yayınlamıştım. Fakat bitmiş halini fotoğraflayamamıştım. Bugün Z fotoğrafladı :)
Z- Çalışkan arı gibi gösteriyorsun kendini. Son postlar hep senden. Ya ben?
F- Oyyyy senin diktiğin kazak tek başına akıllara zarar. Süper ötesi oldu. Çok yakında blogda. Bayılacaksınız.
Z- He canlarım ben de çalışıyorum. Dikiyorum ama henüz fırsat bulup yayınlayamadık. Hali hazırda üç dikiş postum var. Bir türlü dikişten fırsat bulamıyorum.
Anlayacağınız kış kreasyonu sağlam Z'nin :) Kazak bile dikiyor artık. Daha ne olsun değil mi?
Şimdi sizi fotoğraflarla başbaşa bırakıyoruz.
Öpüyoruz çok çok çok çooook.
Geçtiğimiz günlerde La Luna Diyesim Var adlı bir post yazmıştım. Diktiğim bir t-shirtün yapım aşamalarını yayınlamıştım. Fakat bitmiş halini fotoğraflayamamıştım. Bugün Z fotoğrafladı :)
Z- Çalışkan arı gibi gösteriyorsun kendini. Son postlar hep senden. Ya ben?
F- Oyyyy senin diktiğin kazak tek başına akıllara zarar. Süper ötesi oldu. Çok yakında blogda. Bayılacaksınız.
Z- He canlarım ben de çalışıyorum. Dikiyorum ama henüz fırsat bulup yayınlayamadık. Hali hazırda üç dikiş postum var. Bir türlü dikişten fırsat bulamıyorum.
Anlayacağınız kış kreasyonu sağlam Z'nin :) Kazak bile dikiyor artık. Daha ne olsun değil mi?
Şimdi sizi fotoğraflarla başbaşa bırakıyoruz.
Öpüyoruz çok çok çok çooook.
25 Eylül 2012 Salı
F'nin Kırmızı Pantolonu
Merhabalar ben F. Biliyorum bu aralar hep "Ben F." diye başlıyor postlar ama az kaldı. Çok yakında Z sizlerle olacak. Bomba gibi parçalar dikti. Hepsini çalacağım :)
Z- Tarih tekerrürden ibarettir biliyorsun :)
F- Deneme atölyem benim. Sen çok yaşa!
Bu aralar pantolon takıntım var. Sürekli pantolon dikiyorum/alıyorum. Sebebi var ama; benim hiç pantolonum yoktu. Büyük bir etek koleksiyonum var. Özellikle blue jean. Fakat pantolonum yok. İlk sebebi zamanında sahip olduğum malum kilolardı. Pantolonla hoş bir görüntü oluşturmuyordu zira :) Sonra bir de etek daha bir kadınsı bir hava veriyor gibi geliyordu. Sonra ben azcık zayıflayınca, kendimi pantolon azmanı bir insan olarak buldum. Çok da iyi oldu. Çünkü inanılmaz rahat. Saatlerce ne giysem diye düşünmüyorum artık. Pantolon+t-shirt kurtarıcım oldu.
Kırmızı pantolonuma gelirsek; Bu postta siyahını diktiğim pantolonun tıpkısının aynısı. Sadece rengi kırmızı ve bir beden küçük :)
Dikim aşaması aynı şekilde, yalnız pay vermeden biçtim. Aynı patronu kullandım yani :) Tembel işi oldu biraz :)
Geri kalan kısım siyah pantolonda olduğu gibi.
Ve bitmiş haliyle;
Bu arada bu üzerimdeki minnak mavi üst Z'nin :) Eskiden S bedendi :)
Z- Dedim ama sana kalıbı büyük diye
F- Ben anlamam S beden giydim mi? Giydim :)
Z- Sen kaşındın o zaman!
Efendim postun bu kısmını benden okuyorsunuz. Ben Z. Aşağıda görmüş olduğunuz fotoğraflarda F göbeğini nasıl gizleyeceğini araştırıyor, benim deklanşöre bastığımın farkında olmadan :) Bu da benden size çekim backstage olsun :)
Z- Tarih tekerrürden ibarettir biliyorsun :)
F- Deneme atölyem benim. Sen çok yaşa!
Bu aralar pantolon takıntım var. Sürekli pantolon dikiyorum/alıyorum. Sebebi var ama; benim hiç pantolonum yoktu. Büyük bir etek koleksiyonum var. Özellikle blue jean. Fakat pantolonum yok. İlk sebebi zamanında sahip olduğum malum kilolardı. Pantolonla hoş bir görüntü oluşturmuyordu zira :) Sonra bir de etek daha bir kadınsı bir hava veriyor gibi geliyordu. Sonra ben azcık zayıflayınca, kendimi pantolon azmanı bir insan olarak buldum. Çok da iyi oldu. Çünkü inanılmaz rahat. Saatlerce ne giysem diye düşünmüyorum artık. Pantolon+t-shirt kurtarıcım oldu.
Kırmızı pantolonuma gelirsek; Bu postta siyahını diktiğim pantolonun tıpkısının aynısı. Sadece rengi kırmızı ve bir beden küçük :)
Dikim aşaması aynı şekilde, yalnız pay vermeden biçtim. Aynı patronu kullandım yani :) Tembel işi oldu biraz :)
Geri kalan kısım siyah pantolonda olduğu gibi.
Ve bitmiş haliyle;
Bu arada bu üzerimdeki minnak mavi üst Z'nin :) Eskiden S bedendi :)
Z- Dedim ama sana kalıbı büyük diye
F- Ben anlamam S beden giydim mi? Giydim :)
Z- Sen kaşındın o zaman!
Efendim postun bu kısmını benden okuyorsunuz. Ben Z. Aşağıda görmüş olduğunuz fotoğraflarda F göbeğini nasıl gizleyeceğini araştırıyor, benim deklanşöre bastığımın farkında olmadan :) Bu da benden size çekim backstage olsun :)
F- İntikam soğuk yenen bir yemektir Z!
22 Eylül 2012 Cumartesi
Moda Evi Vol.1 ; Balmain
Herkese kocaman kocaman sarılarak başlıyorum yazıma. Çok yoğun bir hafta yaşadım. Bu arada ben F. Bu yoğun haftanın sonunda hala kafa patlatmaya devam ediyorum. Ama zorlama bir şekilde değil içimden gelerek... Bu hafta girişimcilik eğitimi başladı. Hani Kosgeb'in düzenlediği duymuşsunuzdur. 6 Hafta sürecek. O konuyla ilgili detaylı bir post hazırlayacağım sunum günümden önce. :) Gelelim bugünün konusuna;
Haftaiçinde ünlü modaevleri ile ilgili kendimce bir veritabanı oluşturma isteği geldi bana. Prada'dan başladım. Nedenini bilmiyorum. İtalyanların moda anlayışını daha elegan bulduğumdan değil. (Ki daha eleganlar bence) Sonra Chanel ile devam ettim. Sonra da bu hazırladığım derlemeyi neden blogda paylaşmıyorum ki dedim. Bu sabah niyetim Prada hakkında mini mini bir yazı hazırlamaktı. Fakat gece rüyamda bu sezon bayıldığım Balmain bir pantolon gördüm. Nasıl gördüğümü hiç sormayın zira aklınızı almak istemem :) Ha bu arada pantolon şu;
Sonra neden ilk önce Balmain hakkında yazmıyorum dedim. Zira gerek tasarımcısı, gerek 2012-2013 sonbahar/kış koleksiyonu ele alındığında kişisel kanaatim ilk sırayı alması gerekiyor. Baştasarımcı Olivier Rousteing,
Balmain'de ikinci sezonunu geçiren 26 yaşında genç bir tasarımcı. Ama bu sezon genç yaşına aldırmaksızın (sanırım herkes aynı fikirdedir) bende "modanın dahi çocuğu" imajı çizdi.
Z- Lafı da sokarım diyosun yani?
F- :) Böyle bir ünvan varsa, Rousteing bunu sonuna kadar hakeden tek isim diyeyim en iyisi ben :)
Balmain'e özetle bakacak olursak;
İkinci dünya savaşı sonrası kurulmuş bir fransız moda evi. Pierre Balmain tarafından kurulmuş. Vakti zamanında dönemin Ava Gardner, Bridget Bardot, Ruth Ford gibi ünlü aktristlerini, first ladylerini giydirmesiyle ünlenmiş bir modaevi.
Monsieur Balmain'in ölümünden sonra 1982 de dümene sağ kolu Erik Mortensen geçiyor.
Daha sonra Oscar de la Renta 1993 yılında modaevinin başdizaynırı oluyor.
Balenciaga ekolünden yetişmiş, Lanvin baştasarımcılığını yapmış De la Renta 2002 yılına kadar Balmain'in başında kalıyor. Kendinden önceki iki isim gibi modaevinin klasik ve lüks çizgisini devam ettiriyor.( Oscar de la Renta özellikle bridal kolleksiyonuyla büyüleyen bir marka. 2013 koleksiyonundaki bir parça aklımı aldı. mutlaka inceleyin)
2011 yılından itibaren Christophe Decarnin ile Balmain'de hava değişimi başlıyor.
Balmain'den önce Paco Rabanne'in sanat direktörü olan fransız Decarnin, devraldığı klasik çizgiyi, modern ve keskin hatlara başarılı bir biçimde dönüştürüyor. İdi.
Nisan 2011 tarihinden itibaren Balmain baş tasarımcısı Olivier Rousteing kişisel kanaatim olarak daha farklı bir stil getirdi. Bence 2013 kış koleksiyonu en az Pierre Balmain tasarımları kadar klasik ve lüks buna ek olarak güncel, hatta rock havası bile var denebilir.
Rousteing kış koleksiyonu için ilhamını; Richard Burton'ın Elizabeth Taylor'a hediye ettiği Faberge yumurtasından almış.
Son olarak huzurlarınızda Balmain 2012-2013 Sonbahar/Kış koleksiyonundan görüntüler...
Koleksiyonun tamamı için buradan...
Herkese kucak dolusu sevgiler...
Haftaiçinde ünlü modaevleri ile ilgili kendimce bir veritabanı oluşturma isteği geldi bana. Prada'dan başladım. Nedenini bilmiyorum. İtalyanların moda anlayışını daha elegan bulduğumdan değil. (Ki daha eleganlar bence) Sonra Chanel ile devam ettim. Sonra da bu hazırladığım derlemeyi neden blogda paylaşmıyorum ki dedim. Bu sabah niyetim Prada hakkında mini mini bir yazı hazırlamaktı. Fakat gece rüyamda bu sezon bayıldığım Balmain bir pantolon gördüm. Nasıl gördüğümü hiç sormayın zira aklınızı almak istemem :) Ha bu arada pantolon şu;
Sonra neden ilk önce Balmain hakkında yazmıyorum dedim. Zira gerek tasarımcısı, gerek 2012-2013 sonbahar/kış koleksiyonu ele alındığında kişisel kanaatim ilk sırayı alması gerekiyor. Baştasarımcı Olivier Rousteing,
Balmain'de ikinci sezonunu geçiren 26 yaşında genç bir tasarımcı. Ama bu sezon genç yaşına aldırmaksızın (sanırım herkes aynı fikirdedir) bende "modanın dahi çocuğu" imajı çizdi.
Z- Lafı da sokarım diyosun yani?
F- :) Böyle bir ünvan varsa, Rousteing bunu sonuna kadar hakeden tek isim diyeyim en iyisi ben :)
Balmain'e özetle bakacak olursak;
İkinci dünya savaşı sonrası kurulmuş bir fransız moda evi. Pierre Balmain tarafından kurulmuş. Vakti zamanında dönemin Ava Gardner, Bridget Bardot, Ruth Ford gibi ünlü aktristlerini, first ladylerini giydirmesiyle ünlenmiş bir modaevi.
Monsieur Balmain'in ölümünden sonra 1982 de dümene sağ kolu Erik Mortensen geçiyor.
Daha sonra Oscar de la Renta 1993 yılında modaevinin başdizaynırı oluyor.
Balenciaga ekolünden yetişmiş, Lanvin baştasarımcılığını yapmış De la Renta 2002 yılına kadar Balmain'in başında kalıyor. Kendinden önceki iki isim gibi modaevinin klasik ve lüks çizgisini devam ettiriyor.( Oscar de la Renta özellikle bridal kolleksiyonuyla büyüleyen bir marka. 2013 koleksiyonundaki bir parça aklımı aldı. mutlaka inceleyin)
2011 yılından itibaren Christophe Decarnin ile Balmain'de hava değişimi başlıyor.
Balmain'den önce Paco Rabanne'in sanat direktörü olan fransız Decarnin, devraldığı klasik çizgiyi, modern ve keskin hatlara başarılı bir biçimde dönüştürüyor. İdi.
Nisan 2011 tarihinden itibaren Balmain baş tasarımcısı Olivier Rousteing kişisel kanaatim olarak daha farklı bir stil getirdi. Bence 2013 kış koleksiyonu en az Pierre Balmain tasarımları kadar klasik ve lüks buna ek olarak güncel, hatta rock havası bile var denebilir.
Rousteing kış koleksiyonu için ilhamını; Richard Burton'ın Elizabeth Taylor'a hediye ettiği Faberge yumurtasından almış.
Son olarak huzurlarınızda Balmain 2012-2013 Sonbahar/Kış koleksiyonundan görüntüler...
Koleksiyonun tamamı için buradan...
Herkese kucak dolusu sevgiler...