Yine bir esinlenme hikayesiyle huzurlarınızdayız. Ben F. Buhranli ve Z.siz bir Korupark(Bursada bir AVM) gününde, mağazanin birinde resimlerdekine benzer biyeli bir bluz denedim. Hemen fotoğraflayıp Z. ye gonderdim. Karar verildi. YAPILACAK! Hemen kumaşçılarımızın yollarına düşüldü tabii. İlk önce pembe biyeli kumaşı aldık. Ufak bir sorun vardı. Kalıp yoktu. Ve olaylar şu minvalde (Seviyorum yahu ben bu eski sözcükleri. İdare ediverin) gelişti:
F: E bebis kumaş tamam da kalıp nasıl olacak?
Z: Karıştır şekerim Burda'ları.
60' a yakin dergiden bir tane kalıp çıkmazmı yahu. Yok çıkmadı. Heyheylerim geldi tabii. Yüzüm düştü. Z. hiç kıyamaz böyle zamanlarda bana. Hemen kurtardı günü yine.
Z: Üstündekini çıkarsana sen bi.
F: ?!-(;%@&+(''???
Z: hahaha çıkar çıkar. Kalıp çıkarıcaz :)
Evet işte hikayenin özü bu. Üzerimdeki tşörtün kalıbını aktardık parşömene. Tabi yine kıyamadık güzel kumaşımıza. Evdeki İstanbul ganimetlerimizden (yahu Z. birgun o maceramızı da yazalım. Vallahi çok bilgilendirici olur:)) birini yatırdık makas altına. Arkası V şeklinde olanı. O başarılı olunca hemen pembe biyeli olanı biçtik. Sonrası tam bir trajedi :)
O hafta içinde, ki o hafta geçtiğimiz hafta, aynı modeli tam 6 kez çalıştım. En sonunda Z. "yeter içim bulandı" dedi de durdum. Yoksa bu postu yazmak yerine şu anda 32.yi dikiyor olacaktım. Hayır işin komik tarafı dikerken garip gelmiyor. "giyerim negüzel" diyorum kendi kendime. Velhasıl-ı kelam bildiğiniz bağımlı oldum. Neyseki canimin içi bu durumdan beni kurtardı. Başka bir bağımlılıkla:
Z: Sen şu kahverengi pantolondan dik.
F: Pantolonlar demek istedin herhalde.
Z: Yine içim bulanacak dimi? :(
F: :)))
Kocaman kocaman sevgiler :)
Published with Blogger-droid v2.0.4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ben diyorum ki;